20 Temmuz 2015 Pazartesi

Seyahate Başlamadan Önce

                                Selam,
           Bugün size seyahate başlamadan önce benim neler yaptığımı anlatacağım. Belki ilham alırsınız belki siz de yapmak istersiniz falan filan...
           1- Yemek yemeyi ve değişik tatlar denemeyi seviyorsanız, kim sevmez gerçi, gideceğiniz yerin mutfağını araştırın. Hangi restoran iyiymiş bakın. Zomato, Foursquare bunun için var. Misal Urla'da enginar tatlısı yemek kimin aklına gelir değil mi?
           2- Müze gezmeyi seviyorsanız ya da şehirde keşfedilmemiş yer bırakmayacaksanız Google sizi bekler. Ayrıca tur ile gitmeyi düşünüyorsanız istediğiniz yerleri gezdirdiğine emin olun. İstanbul'da Atatürk Arboretrumu var. O ne mi?
           3- Turlarla giderim rahat rahat gezerim diyenlerdenseniz erken rezervasyon, bayram fırsatı ne varsa bir bakın. Tur beni sarmıyor diyenlerdenseniz de pansiyon, kamp alanı sizin gezmek istediğiniz yerlere uzaklığı... Hepsi sizde! Eh, güzel bir tatile kolay çıkılmıyor tabii!
           4-Her şeyi ayarladınız, evet! Sıra geldi çanta toparlamaya. Çılgın çanta toplama teknikleriyle bu bavullara neler sığdırılmadı yahu! Tüm boşlukları doldurduğunuzdan emin olun. Ayrıca tişörtleri pantolonları vs rulo biçiminde katlamak yer tasarrufu yapmanızı kolaylaştırıyor, haberiniz olsun. Beş çift ayakkabı da götürmeyin! Ayrıca bilerek eski kıyafetlerle tatile çıkarsanız orada gördüğünüz bir şeyi almakta ve eski olanı atmakta daha az tereddüt edersiniz. Bu özellikle uçakla seyahat edeceklere öneri. O bavulu dolduruyoruz ama hepsini giymiyoruz. Acı ama gerçek.
          5- En ufak ters giden bir şeyde hemen moralinizi bozmayın. Sonra bu tatilinizi etkiliyor. Ben yaptım, oradan biliyorum. Daha sonra onu da gülerek hatırlıyorsunuz. İyi tatiller.
       

Before Travelling

                Hi,
           Today I am gonna tell you what I am doing before travelling. Maybe it will be a little inspiration and you wanna do it bla bla...
           1- If you like eating and trying new foods you should search for its cuisine. Smart phone application Zomato or Foursquare are here for that. For example I couldn't think of eating artichoke dessert in Urla. But I did!
           2- You like museums or you decide to undiscover all the things in the city, Google it! If you are going with tours make sure it will show you what you want or you have free time to see what you want. İstanbul has Ataturk Arboretrumu. What is that now? Well...
           3- You are going with tours, don't miss the festival opportunities or early reservation. If you wanna make your own plan you can search pansiyon, camping and distance where you wanna see in town.
           4- You arrange everthing and here comes the packing turn. Crazy packing ideas all over the interner. But i can suggest that you can roll your t-shirts and stuff this way you save much more spot to another things. And don't bring five pairs of shoes. If you go with your old t-shirts or dresses, you hasitate less to throw old ones when you buy something. Especially you are going abroad. We fill that suitcase and we don't wear them all. Sad but true.
          5- And don't whine for little issues. It ruins your vacation. I did, that is why I know. Have fun.
       

19 Temmuz 2015 Pazar

About Bus Companies and Alternative Applications

                        Hi,
        Today I wanna inform you about bus companies in Turkey. If you afraid of fliying a bit, like me, or skip to buy your tickets months ago and now it is too expensive, I have some suggestion about alternative.
        First one is price differencies between bus companies. Pamukkale, Kamil Koç, Varan and Ulusoy is good, yes. I agree on that one. But from İstanbul to İzmir 75 or 80 TL. But with İzmir Seyahat I went İzmir for 60 TL. And from İzmir to Kuşadası 17 TL with Kamil Koç but 10 TL with İsmail Ayaz Bus Company. I suggest that if you look for "less popular" companies you can travel much cheaper. You should search for local companies like they travel only specific areas. Because two of them I travel with were like that.
         Besides that Yol Yola and Bla Bla Car is about car sharing. You can find from internet and Bla Bla Car has a phone application. Even if you can not find English version you can solve this problem with a translate. You can choose where are you now and where are you going and search for travel that suits you. It is easy and much more cheaper. Travel safe and travel more!

Otobüs Firmaları ve Alternatif Uygulamalar Hakkında

                            Selam,
        Bugün otobüs firmaları hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Benim gibi uçak yolculuğundan biraz korkan biriyseniz ya da aylar aylar öncesinden almadığınız için uçak fiyatları pahalı geliyorsa birkaç önerim var.
        İlki otobüs firmasından otobüs firmasına fiyat farkı. Pamukkale, Kamil Koç, Varan, Ulusoy gibi firmalar ufak tefek aksaklıklar olsa da verdiğiniz paranın karşılığını alabileceğiniz firmalar, evet. Sadece seyahat ederken şu sıra fiyatlar İzmir-İstanbul arası 75-80 TL ya da İzmir-Kuşadası arası Kamil Koç ile 17 TL. Ben de alternatiflere baktım. Daha "az meşhur" otobüs firmalarına yani. İzmir Seyahat diye bir firma İzmir-İstanbul arası 60 TL ve hizmetleri diğerlerininki ile aynı. Yine şehir içi servis var abur cubur ikramı var. İzmir'den Kuşadası'na 17 liraya gittim ama İsmail Ayaz adında bir firma ile 10 liraya Kuşadası'ndan İzmir'e döndüm. Her yerde İzmir Seyahat ya da İsmail Ayaz olacak diye bir şart yok biraz bakınıp fiyat sorarsanız gideceğiniz yere ait yerel bir firma bulabilirsiniz.
         Onun dışında Yol Yola ve Bla Bla Car diye iki uygulama var ki bu yol ile gezinizi daha da ucuza getirmeniz mümkün. Bu uygulamalarla hem sadece benzin masrafını paylaşıyorsunuz hem de yeni insanlar tanıyorsunuz. Bla Bla Car'ın akıllı telefon uygulaması var. Yol Yola'nın yok zannediyorum. Arabanızın olması durumunda da yolculuk ilanı vererek bu uygulamalardan yararlanabilirsiniz. Gideceğiniz yolu seçtiğinizde sistem size otomatik olarak bir fiyat öneriyor. Bu fiyattan ilan vermek, fiyatın biraz üstüne çıkmak, altına inmek size kalmış. Arabanız yoksa sisteme üye olup yolculuk arayabiliyorsunuz. Sizin gittiğiniz güzergahta gidecek olanlar listeleniyor ve sürücü ile iletişime geçebiliyorsunuz. Biraz daha ucuza seyahat mümkün! Daha çok seyahat edin! İyi tatiller!

17 Temmuz 2015 Cuma

Selçuk

                            I was in Selçuk today. If you travel around Selçuk two days you will be more satisfied about your trip because there are lots of places to go. In your first day you can go Ephesus and then House of Virgin Mary. After that you can eat gozleme and drink ayran in Seven Sleepers. Ephesus is two kilometers away from Selçuk. Most bizarre story I heard about Ephesus, include that stone you can see below. If your feet fits perfectly or bigger than that feet you can enter Love House at older times. As you can see I can not:)

                                Virgin Mary spend her last times in Virgin Mary House and it is very important for Christians. The legend says a nun saw that house in her dream, researchers found it where she describes. And the yard has a wish wall. I wish for happines.

                                After all of this you can go to see remains at Seven Sleepers. It can not take too long because there is not much to see.
                                In your second day you can have a trip at city center. Ephesus Museum is good place to start. St. John Church and one of Turkey's assymetric mosque İsabey Mosque are good places to visit. If you interested in close history of Selçuk you should visit Selçuk Kent Belleği.
                                If you wanna visit Artemis Temple you can visit at your second day. But many many years ago temple stone moved somewhere else by ship. You can still take cool photos, though. There is one of my shot:


                                Night life in Selçuk includes mostly bars. There is no places for dance. Pink Bistro Cafe is in the center. If you don't want to be in crowd Amazon Restaurant/Bar will be good for you. Çadır is against Selçuk Museum and very crowded most of the time. I am not sure you can find a table to sit. Carpouza Cafe is crowded too but you don't feel it because of the view.
                                Hotels in Selçuk isn't expensive like Şirince. If you wanna stay at hotel with three stars I don't know,though. Otel Rilican 35 TL per person includes breakfast. Pension prices mostly between 30-70 TL.
                               Yaşar Usta Çöp Şiş, Pınar Pide or Okumuşlar Pide are good places to eat. You can still have your fast food if you wanna. But famous food in Selçuk is şiş kebap.
                                I whine about Selçuk Nights. If you wanna dance you should go to Kuşadası. Last bus from Kuşadası to Selçuk is at 12pm. If you try to get a cab you have to pay about 100 TL. That is sad and i gues that is why nobody wanna stay in Selçuk at night. Where is the party yo?

Selçuk

                                   Bugün İzmir'in bir ilçesi olan Selçuk'taydım. Zamanınızı Selçuk'u iki günde gezecek şekilde ayarlamanızı öneriyorum. Çünkü gezilecek görülecek çok yer var. Birinci gününüzde her yıl milyonlarca turist çeken Efes'i ardından Meryem Ana Evi'ni gezebilir; Yedi Uyuyanlar'da gözleme-ayran molası verebilirsiniz. Efes Antik Kenti Selçuk’un yaklaşık iki kilometre dışındadır. Orada duyduğum en tuhaf hikaye resmini gördüğünüz taş hakkındadır. Bu taş üzerindeki ayağın boyu kadar ayağınız varsa Aşk Evi'ni girebilirsiniz demektir, evet yaş sınırı değil ayak sınırı varmış o zamanlar! Ayağı küçük olanlara yer yoksa demek! Görüldüğü üzere ben giremedim:)

Meryem Ana Kilisesi ise Meryem Ana’nın son zamanlarını geçirdiği evdir, Hıristiyanlar için ayrı bir öneme sahiptir. Rivayete göre bir rahibe Meryem Ana’nın saklandığı evi rüyasında görmüş, araştırmacılarla ortak çalışmalar sonucu rahibenin tarif ettiği yerde bu ev bulunmuştur. Ayrıca Meryem Ana Evi'nin bulunduğu alanda dilek dilemeniz için bir alan yaratılmıştır. Ben mutlu olmayı diledim, sizin dileğiniz ne olurdu acaba?

                                Yedi Uyuyanlar'da dinlenirken yıkıntıları gezebilirsiniz. Çok zamanınızı alacağını düşünmüyorum; çünkü çok fazla bir şey olduğunu söyleyemem.
                                İkinci gününüzde Selçuk'un ilçe merkezinde bulunan eserleri ve müzeleri gezin. Efes Müzesi gezinize başlamanız için güzel bir yer olabilir. Daha sonra St. John Kilisesi ve Türkiye'nin asimetrik camilerinden bir olan İsabey Cami'yi gezebilirsiniz. Selçuk'un yakın tarihini de öğrenmek istiyorsanız Selçuk Kent Belleği'ni ziyaret edin.
                                Artemis Tapınağı'nı isterseniz ziyaret edebilirsiniz. Umduğunuzu bulacağınızı zannetmiyorum. Yıllar yıllar önce gemilerle tüm tapınak taşındığı için. Bize sadece tarihini anlatmak kalmış. Arada sırada güzel görüntüler yakalama olanağınız oluyor. O kadar. Dilerseniz ikinci gün gezinizin sonuna burayı da ekleyebilirsiniz. Benim en sevdiğim fotoğrafım bu:


                                Selçuk'ta gece hayatı bar üzerine kurulu. Dans etmek için bir yer maalesef yok. Bar tarzı yerlerde takılmayı seviyorsanız çarşıda Pink Bistro Cafe var. Biraz daha gözden uzak olsun diyorsanız İsabey Cami'nin yakınlarında Amazon Restoran/Bar'ı tercih edebilirsiniz. Çadır, Selçuk Müze'sinin karşısında; ama çok alternatif olmadığı için kalabalık oluyor, yer bulamayabilirsiniz. Carpouza Cafe de kalabalık; ama akşam yemeği, alkol faslını birleştirmek isteyenler için iyi bir alternatif.
                               Selçuk'ta konaklama Şirince'de olduğu kadar pahalı değil.  Fiyatlar eğer Hitit Otel gibi bir otelde değil daha mütevazı bir yerde kalmak isterseniz oldukça uygun. Mesela Otel Rilican kişi başı 35 TL'ye kahvaltı ve oda veriyor. Pansiyonlarda fiyatlar genellikle 30-70 TL arasında.
                               Yemek yemek için Yaşar Usta Çöp Şiş, Pınar Pide veya Okumuşlar Pide'yi tercih edebilirsiniz. Onun dışında her yer çiğköfte kaynıyor ve pizza gibi fast food bulmanız da zor değil. Sadece Selçuk'un çöp şişi meşhurdur. Demedi demeyin sonra.
                               Burası ile ilgili sızlanabileceğim şey gece hayatı sanırım. Dans etmek istiyorsanız Kuşadası yollarına düşmeniz gerek. Gece 12'de son minibüsümüz Kuşadası'ndan Selçuk'a hareket etmekte. Taksi de bir seçenek tabii ki fakat 100 TL civarı tutabileceğini unutmayın lütfen!

7 Temmuz 2015 Salı

Şirince: Şarap Diyarı

Merhaba,        

Bugün Şirince'yi ziyaret ettim ve birkaç önerim var. Şirince Selçuk'a 8 km uzaklıkta şirin mi şirin bir köy. İzmir'den trenle Selçuk'a 5,75 TL'ye gelebiliyorsunuz. Oradan da bir minibüse atlayıp 3 TL'ye doooğru Şirince'ye. Aslında anlatmaya İzmir ile başlayı Selçuk ile devam edip Şirince'yi anlatabilirdim; ama en sevdiğimden başlamak istedim








             İlk önerim, dolmuştan son durakta inmemeniz. Yorgo Restoran'ı gördüğünüzde inmek istediğinizi belirtip orada yani Şirince'ye girer girmez, inin. Böylece köyün en önemli yapılarından olan kiliseleri görmek için yokuş çıkmak zorunda kalmazsınız.  Yorgo Restoran'ın yanında at binmeniz için atlar var 30 dakikası 20 TL; ama gerekli olduğunı düşünmüyorum. Çünkü Şirince şaraplarıyla ünlü, atlarıyla değil! Ve sanırım siz de buraya şarap ve tarih için geldiniz! Hmmm... Neyse Dimitros Restoran yolun öbür tarafında eğer açsanız iyi bir kahvaltı için uğrayabilirsiniz; değilseniz restoranın önündeki yoldan devam edin.





Hiçbir kiliseye varmadan antika dükkanı göreceksiniz. Keçe sanatının temsilcilerinden biri olan Umut Arabul'un işlerini burada bulabilirsiniz. İçeride çektiğim fotoğraflar biraz bulanık çıktığı için bu fotoğrafı koydum. İçeriyi mutlaka gezin.




                       Biraz ileride St. Demetrius Kilisesi tabelasını göreceksiniz. Uzun bir restorasyon sürecinden sonra yarın ilk defa açılacak kilise. Bu yol ayrıca eski Rum evlerini daha yakından görmenizi sağlayacak ve burada güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.
                       St. John Baptiste Church uzuzn zamandır açıktı; falat şu an restorasyona girmiş. Yine de bahçesinde oturup bir şeyler içebilirsiniz. Dilek havuzuna para atıp dilek dileyebilirsiniz. Rivayete göre paranız ancak havuzun dibindeki deliğe girerse dileğiniz kabul olurmuş. Ayrıca manzarası da çok güzel.

Artık köyün çarşısına inebilirsiniz. Alışveriş yapmak isterseniz yapabilirsiniz; fakat bir çok turistik yer gibi Şirince'de de hep aynı şeyler var. Şarap tadımı Şirince'yi özel yapan şey fakat herkes her şeyi satıyor. Şarap tadımı da var tabii ki. Aslında şarap festivalleri de vardı her ekimin ikinci pazarı yapılırdı falan. 2009 yılından beri yapılmıyormuş. Köy resmen ruhundan bir şey kaybetmiş gibi geldi bana çünkü ticaret şarap üzerine kurulmuş. Tabii sen bunu engellersen insanlar satar saçma sapan şeyler. Öf, yine sinirlendim. Neyse sinirinizi dindirmek için aman nargile içmeden gitmeyelim derseniz Çınaraltı Cafe merkezde ve güzel bir cafe. Türk kahvesi içmek isterseniz Fındık Cafe tavsiyem. Mürver şurubu da hafif ve güzel tadıyla sizi ferahlatabilir, deneyin derim. Bir sürü şarap, bir sürü marka olmasına rağmen Kaplankaya Şarapları bana daha güzel geldi. Eğer canınız şarap çekerse ve Şirince'de değilseniz arayıp sipariş verebiliyorsunuz. Vişne şarabı ve sakız  üzümü şarabı benim favorilerim. Tatlı şarap seviyorsanız karadut da tavsiyemdir. Diğer markalardan biraz daha pahalı, tek eksi yönü o.
                         Şirince'deki en güzel manzaralı yerlerden biri de Hodri Meydan Kulesi. Nişanyan tarafından Şirince'ye yapılan binaların haklı olduğunu kanıtlamak için yapılmış diye biliyorum. Şirince sit alanı olduğu için herhangi bir bina inşa etmek yasak. Her neyse alın şarabınızı manzaraya karşı için.

                         Eğer karnınız aç ise Artemis Restoran veya Ocakbaşı Restoran'ın manzarası ve yemekleri güzel. Ayrıca Artemis Restoran Şirince'deki ilk ilkokul. Orada yemeseniz bile içeri girip bir göz atın derim.
                         Şirincede kalmak pahalı oda fiyatları 100-250TL arası değişiyor, kişi başı tabii ki. Ayrıca saat dokuzdan sonra yapılacak pek bir şey yok. Sigara almak için bakkal dahi bulamayabilirsiniz. Sadece kafa dinlemek istiyorsanız, burası tam yeri.

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Şirince: Village of Wine

                               Hi There,
                Today I visited Şirince and I have lots of advice for you. Şirince is 8 kilometers far away from Selçuk. If you are in İzmir you can jump on a train for 5.75 Turkish Liras to came to Selçuk and from Selçuk, you can go Şirince with minibus for 3 TL. I will tell you more about Selçuk tomorrow. I can start with İzmir and than Selçuk and than Şirince, of course. But I wanna start what I love most.









                     First of all don't get off from the vehicle at last stop. You can get off at Yorgo Restaurant. That way you can not have to climb hills to see chuches. Near the Yorgo's you can see horses If you ask for it they can give you a horse ride for 20 TL/30 minutes. But I guess it is not necessary. Because you are there for the wine, god damn it! Anyway you will see Dimitros Restaurant at the other side of the road which has a good breakfast, If you are not hungry, keep going!



Before you go and see any of churches you will see one antiqueche and art gallery for felt. It runs by Umut Arabul who described by The New York Times as a one of last warrior of the felt art at Anatolia in Turkey. I suggest that at least you can see what is inside. I took a photo what is inside but it has a little blur so I don't wanna put it here.






                       A little bit further you can see the sign of church St. Demetrius. It will open for the first time tomorrow after a long long period of restoration. This road also allows you to see houses closer and take a good shots.
                       St. John Baptiste Church was open for long time but now it was closed for restoration. You can sit at the garden of church and still make a wish from the wish pool, though. If you are tired already it has a good view. You can sit and drink black mulberry juice.





And now you can go to center of village. Bazaar is there. If you wanna go shopping you can but like many of touristic places, Şirince has same stuff. Wine tasting makes Şirince special but for make people come they sell everything. Meeeh! They have a wine festival at every second sunday of october. I asked locals and I figured they don't make any since 2009. It makes me sad. I guess, it loses its soul when they cancelled very important thing for village. Maybe that's why Şirince became more and more touristic. People can not sell wine and can not promote it and they sell another things for earning money. If you want waterpipe you can go Çınaraltı Cafe. It located center of town. But you wanna drink Turkish coffee you can go Fındık Cafe. I drink elder-berry juice at Fındık Cafe and it has a light and great taste. You should try it too. I suggest that you to try Kaplankaya wines. Especially cherry or if you like a little bit more sweet you should try mulberry. Every places tells you that you can taste from them, I always choose Kaplankaya. It is a little bit expensive from other, though.
                         One of the best places at Şirince has a good view, Hodri Meydan Kulesi. It was built by Nişanyan to protest demolition of what he built in Şirince which is a protected area. But they didn't demolish anything, Kule still stands after you buy your wine you can go and drink there.
                         If you are hungry Artemis Restaurant or Ocakbaşı Restaurant has good view and also Artemis Restaurant has a history. It was the first elementary school in Şirince. Even if you don't wanna eat there you can still look what is inside.
                         Staying in Şirince is not a cheap option but if you wanna stay room prices between 100 and 250 TL per person. After 9pm you can not find even market to buy something. But if you want peace, relaxation, that is the place. That's for sure.

5 Temmuz 2015 Pazar

Merhaba!

Merhabalar,
Ben İrem. Gezmeyi ve bazen o olmamış, burası çok da güzel değildi, şu restorana girmeyin aman aman diye mızıklamayı seviyorum. Şu andan itibaren Türkiye'yi gezeceğim, deneyimlerimi sizinle paylaşacağım. İlk durağım Şirince. Şirince'ye gidip size ne yapsanız güzel olur ne yapmasanız güzel olur bir bir anlatacağım.
Şirince hakkında az biraz bilgi:
Şarap seviyorsanız, aradığınız yer burası. Bir sürü meyve şarabı mevcut. İzmir'e gelmişseniz ve Kuşadası'na gidiyorsanız, Selçuk ve Şirince'yi ziyaret etmeden geçmeyin.Şirince savaştan kaçan kırk kişi tarafından kurulmuş ve zaman içinde gelişmiş tatlı mı tatlı bir kasaba. Şarap Festivalleri bile var! Yarın gidip görüp mızıklayacağım! Hazır olun! Öneri, mızıklama ihtiyacı duyduğunuz bir mekan var ise söyleyin, hemen müdahale edelim :) Yarın görüşürüz.
iremkirbiyik@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

Hi There!

Hi everyone,
My name is İrem. I love travelling and whining -which you figured from the blog's name, I guess-. From now on I share places I saw and experience from Turkey. My first destination will be Şirince (Sirince). I will go to Şirince and tell you what is best or what you should avoid. My English is not so good but I think you will understand me. Sorry for miss-spelled words, though :)
Here is little information about Şirince:
If you like to taste wine, that is the place for sure. Şirince has many kind of wine with fruit flavour. If you came to İzmir and going to go to Kuşadası (Kusadasi) don't go without visiting Selçuk (Selcuk) and of course Şirince. Founders of Şirince are forty people who escape from war. Time flies and city grows but it is still a cute village. They have a wine festival, too. Tomorrow I will go there and find out things whining about for you. If you have any questions and whining about somewhere in Turkey let me know. I will do it for you :) See you tomorrow.
Contact me: iremkirbiyik@gmail.com